Etkili İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi
Etkili iletişim becerileri, yaşamın birçok alanında başarıyı yakalamak için temel noktalardan biridir. Birçok iş, güçlü iletişim becerilerine sahip olmayı gerektirir. İletişim becerisi iyi olan kişiler, genellikle arkadaşlarınız, ailenizle ve diğer kişiler arasında daha iyi ilişkiler kuran kişilerdir.
Bu nedenle, etkili iletişim önemli bir kişiler arası beceridir ve iletişiminizi nasıl geliştireceğinizi öğrenmenin birçok faydası vardır. Bununla birlikte, birçok insan nereden başlayacağını bilmekte zorluk yaşar. Bu yazıda iletişim içerisinde karşılaşılan en yaygın ‘sorunlu alanlar’ ortaya konulmuştur ve iletişiminizi geliştirmeniz için dikkatinizi nereye odaklayabileceğiniz hakkında öneriler içermektedir.
İki Yönlü Bir Süreç Olarak İletişim
İletişim iki yönlü bir süreçtir. Hem mesajları nasıl gönderip aldığımızı içerir. Hem de mesajı çözümlediğimizi içerir. Bu nedenle iletişimi geliştirmek, aynı zamanda birden fazla iletişim alanını da içerebilir. Bununla birlikte, en yaygın iletişim problemleri aslında mesaj göndermek ya da mesajı almakta yaşanır.
Problemleri belirlemek
Pek çok insan iletişim becerilerinde sorun yaşadığını bilir, ancak bu sorunu düzeltmek için nereden başlamaları gerektiğini bilemezler. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere iletişimde sorunlu alanları tespit etmenin birkaç yolu vardır:
Arkadaşlarınızdan, ailenizden ve meslektaşlarınızdan size iletişim tarzınız ile ilgili bilgi vermelerini isteyin. Çoğu insan kendinizi geliştirme yolunda yolculuğunuzda size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır. Hatta bir süredir bu fırsatı bekliyor olabilirler.
Öz denetim ya da öz eleştiri gibi bir değerlendirme aracını kullanın. Bu, iletişiminizi geliştirmek için en önemli alanları belirlemenize yardımcı olacaktır.
Geliştirmek İçin Dört Anahtar Alan
Genelde, çoğumuzun iletişimimizi iyileştirmek için iyi yapacağı dört ana iletişim becerisi alanı vardır. Bunlar dinleme, sözsüz iletişim, duygusal farkındalık ve sorgulamadır.
Dinlemeyi Öğrenin
İyi bir iletişimci olmak için geliştirmeniz gereken en önemli alanlardan biri dinlemek.
Hepimiz iletişimin iki yönlü bir süreç olduğunu zaman zaman unutuyoruz. Bir mesaj veriyoruz ve verilen yanıtı es geçebiliyoruz. Çoğu zaman, konuşmaları sırasında başkalarını gerçekten dinlemiyoruz, sadece ne söyleyeceğimizi düşünüyoruz.
Ancak, ilk olarak “Dinleme nedir?” sorusuna cevap vermek gerekir. Dinlemek duymakla aynı şey değildir. Dinlemeyi öğrenmek, sadece konuşulan kelimelere değil aynı zamanda nasıl söylendiğine ve kelimelerle birlikte gönderilen sözel olmayan mesajlara dikkat etmek demektir. Konuşan kişiye tüm dikkatinizi vermeniz ve gerçekten ne söylediklerine ve ne anlatmaya çalıştıklarına yoğunlaşmanız anlamına gelir.
İyi dinleyiciler, diğer kişinin ne söylediğini doğrulamak ve herhangi bir karışıklığı önlemek için açıklama ve yansıtma tekniklerini kullanır. Bu teknikler aynı zamanda, aktif dinleme yapmanızı ve dinlediğinizi karşı tarafa açıkça göstermenizi sağlamaktadır.
Sözsüz İletişim Konusunda Ustalaşma
Herhangi bir mesajın çoğu sözsüz olarak iletilir. Bazı araştırmalar bunun iletişimin % 80’i kadar olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle sözlü olmayan iletişimi göz önünde bulundurmak ve anlamak, özellikle yazılı veya telefonla iletişim kurduğunuz zamanlarda olduğu gibi fazlasıyla önemlidir.
Sözsüz iletişim genellikle beden dili olarak düşünülür, ancak gerçekte çok daha fazlasını kapsar. Örneğin, ses tonu ve tınısını, vücut hareketini, göz temasını, duruşu, yüz ifadesini ve hatta terleme gibi fizyolojik değişiklikleri içerir.
Bu nedenle sözel olmayan iletişimine dikkat ederek diğer insanları daha iyi anlayabilirsiniz. Ayrıca, kelimelerinizin ve beden dilinizin tutarlı olmasını sağlayarak mesajınızın daha net bir şekilde iletilmesini sağlayabilirsiniz. Sözsüz iletişim hakkında daha detaylı bilgi almak için beden dili ve etkili iletişim yazımıza göz atabilirsiniz.
Duygusal Farkındalık ve Yönetim
Üçüncü temel iletişim alanı kendimizin ve diğer insanların duygularının farkındalığı ve bu duyguları yönetme yeteneğidir.
İş yerinde, her şeyin mantıklı olması gerektiğini ve bu alanda duygunun yeri olmadığı tuzağına düşmek kolaydır. Ancak, biz insanız ve bu nedenle çoğu zaman dağınık ve duygusalız. Hiçbirimiz duygularımızı evde bırakamayız; bunu yapmaya da çalışmamalıyız. Bu, “bizi tamamen duygularımız yönetir” demek değildir. Bununla birlikte, hem olumlu hem de olumsuz duyguların farkındalığı, iletişimi kesinlikle artırabilir.
Kendi ve başkalarının duygularını anlama anlayışı, Duygusal Zeka olarak bilinir. Hayatta başarıyı yakalamak için “entelektüel zeka” kavramından çok daha önemli olduğuna dair önemli kanıtlar var.
Duygusal zeka, genellikle kişisel beceriler ve sosyal beceriler olarak iki ana başlığa ayrılan çok çeşitli becerileri kapsar. Kişisel beceriler arasında öz farkındalık, öz denetim ve motivasyon vardır. Sosyal beceriler ise empati ve diğer sosyal becerileri içerir. Bunların her biri de kendi içerisinde daha fazla beceriye bölünmüştür.
Öz farkındalık; duygusal farkındalık, doğru öz değerlendirme ve öz güvenden oluşur.
Empati, başkalarının hissettiği gibi “hissetme” yeteneğidir. Başkalarını anlamayı, onları geliştirmeyi, onlara yönelmeyi, farklılıkları fark edebilmeyi içerir.
Temel olarak, duygusal zekayı oluşturan farklı becerilerin ardındaki prensip, kendi duygularınızı bilmeniz ve anlamanız ve başkalarıyla iyi anlaşmak ve birlikte çalışmak için onlara hakim olmanız gerektiğidir.
Sorgulama Becerileri
İyi bir iletişimci olmak isteyen her insanın en çok mücadele ettiği konulardan birisi de sorgulama becerisidir.
Sorgulama, bir kişinin mesajını doğru anladığınızdan emin olmak için çok önemli bir beceridir. Ayrıca, belirli bir konu hakkında daha fazla bilgi edinmenin veya bir sohbeti başlatmanın ve devam ettirmenin çok iyi bir yoludur. İyi bir sorgulama becerisine sahip olan herkes genellikle çok iyi dinleyici olarak da görülür, çünkü sadece kendi fikirlerini anlatmaya odaklanmaktansa başkalarının fikirlerini dinlemeye çok daha fazla zaman harcarlar.
Mesaj İletimi
Mesaj iletme ve alma, yukarıda bahsettiğimiz dört temel iletişim alanının ortak özelliğidir. Bir mesajın etkili bir şekilde ‘iletme’ olasılığını artırmak için yapabileceğiniz önemli şeyler de vardır. Örneğin:
Aklınıza gelen ilk şeyi söylemekten vazgeçin. Bunun yerine, bir dakikanızı ayırın ve ne söylediğinize ve nasıl söylediğinize çok dikkat edin. İletişim kurmak istediğiniz şeyin, yani vermek istediğiniz mesajın anlamına odaklanın.
Mesajınızın diğer kişi tarafından nasıl alınabileceğini göz önünde bulundurun ve iletişiminizi uygun şekilde uyarlayın. Açıkça iletişim kurarak, yanlış anlamalardan ve başkalarıyla olası çatışmalardan kaçınma konusunda avantaj elde edebilirsiniz. Örneğin, duyduklarını ve anladıklarını yansıtmalarını veya özetlemelerini isteyerek karşınızdaki kişilerin anlayıp anlamadıklarını kontrol edebilirsiniz.
Mesajınızı iletirken kültür, geçmiş deneyimler, tutumlar ve yetenekler farklılıklara özellikle dikkat etmek de yardımcı olabilir. Jargon ve aşırı karmaşık bir dil kullanmaktan kaçının ve olabildiğince açık konuşun.